SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’Ş-ŞİRKET

<< 1108 >>

باب الشركة في الطعام وغيره.

13. YİYECEK VE BENZERİ ŞEYLERDE ORTAKLIK

 

ويذكر: أن رجلا ساوم شيئا فغمزه آخر، فرأى عمر أن له شركة.

Bir adamın bir şeyi satın almak için pazarlık yaptığı, diğerinin de ona göz işareti yaptığı ve Hz. Ömer'in onlar arasında ortaklık olduğunu anladığı anlatılır.

 

حدثنا أصبغ بن الفرج قال: أخبرني عبد الله بن وهب قال: أخبرني سعيد، عن زهرة بن معبد، عن جده عبد الله بن هشام،  وكان قد أدرك النبي صلى الله عليه وسلم، وذهبت به أمه زينب بيت حميد إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم، فقالت: يا رسول الله بايعه، فقال: (هو صغير). فمسح رأسه ودعا له.وعن زهرة بن معبد: أنه كان يخرج به جده عبد الله بن هشام إلى السوق، فيشتري الطعام، فيلقاه ابن عمر وابن الزبير رضي الله عنهم: فيقولان له: أشركنا، فإن النبي صلى الله عليه وسلم قد دعا لك بالبركة، فيشركهم، فربما أصاب الراحلة كما هي، فيبعث بها إلى المنزل.

 

[-2501 - 2502-] Zühre İbn Ma'bed'den, o da dedesi Abdullah İbn Hişam'dan nakletmiştir: Abdullah İbn Hişam, Hz. Nebi'in dönemine yetişmişti. Annesi Zeyneb binti Humeyd onu alıp Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına götürdü ve "Ey Allah'ın Resulü! Bundan bey'at al" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de "bu daha küçük" dedi ve onun başını okşayıp dua etti.

 

Zühre İbn Ma'bed'den rivayet edilmiştir: Dedesi Abdullah İbn Hişam onu çarşıya götürür ve yiyecek satın alırdı. İbn Ömer ve İbnü'z-Zübeyr r.a. onu gördükleri zaman "Bu yiyeceğe bizi de ortak kıL. Çünkü Hz. Nebi senin için bereket duası etti" derlerdi, o da onları ortak ederdi. Bazen bir deve yükü kar ettiği olurdu ve onu eve yollardı.

 

2501. Tekrar: 7210

2502. Tekrar: 6353

 

 

AÇIKLAMA:     Alimlerin geneli, mülk edinilebilen bütün mallarda ortaklığın geçerli olduğu görüşündedir. Şafii mezhebinde daha güçlü olan görüş ise ortaklığın sadece misli mallarda caiz olduğudur. Şafiilere göre ticaret eşyasında ortaklık yapmanın yolu, kişinin ticaret malından belirli bir bölümünü, diğerinin ticaret malından belirli bir bölüm karşılığında satması ve birbirine işlem yapma izni vermeleridir.

 

Bir görüşe göre ise ortaklık, daha önce de geçtiği gibi sadece basılmış olan paralarda geçerli olur. Malikilerden yiyecek ortaklığı yapmanın mekruh görüldüğü görüşü nakledilmiştir. Ancak tercihe şayan olan, Maliki mezhebinde ortaklığın genelolarak caiz olduğudur.

 

Başlıktaki "Hz. Ömer'in onlar arasında ortaklık olduğunu anladığı" ifadesi İbn Şebbuye rivayetinde İbn Ömer şeklinde geçmektedir. İbn Battal'ın şerhinde de bu rivayet esas alınmıştır. Ancak birincisi daha doğrudur. Çünkü Said İbn Mansur, İyas İbn Muaviye kanalıyla şöyle rivayet etmiştir: Hz. Ömer, bir mala müşteri olan birini görmüştü. Adamın yanında birisi daha vardı. Ona bir göz işareti yaptı (al diye). O da satın aldı. Hz. Ömer onlar arasında bir ortaklık bulunduğunu anladı.

 

Bu hadis, ortaklık için bir siga şartı olmadığını, karine bulunması durumunda işareti n yeterli olacağını göstermektedir. İmam Malik'in görüşü budur.

 

Yine İmam Malik satışa sunulan ve satın alanın ticaret için durduğu ticaret eşyası hakkında şöyle demiştir: Onlardan biri satın aldığı zaman, diğeri ona ortak olmak isterse onu ortak etmesi gerekir. Çünkü fiyat artmayı bırakmakla ondan yararlanmıştır.

 

Sağani nüshasında şu ifade yer almaktadır: Ebu Abdullah (Buhar!) der ki: Bir kimse diğerine "beni ortak et" dediğinde, diğeri susarsa yarı yarıya ortaklığı kabul etmiş olur.

 

Buhari, bu hükmü Hz. Ömer hakkında anlattığı olaydan çıkarmış olmalıdır. "ona "bizi de ortak et" diyorlardı" ifadesi, konu başlığının delilidir. Çünkü ondan satın aldığı gıda maddesine kendilerini de ortak etmesini istemişler, o da onların bu isteklerini yerine getirmiştir. Bunların her üçü de sahabedendir.

 

Sahabeden hiç kimseden buna aykırı bir şey nakledilmiş değildir. Dolayısıyla bu rivayet bir delilolur.

 

 

Hadisten Çıkarılan Diğer Sonuçlar

 

1.Bu hadis, küçüklerin başlarının okşanmasının güzel bir davranış olduğunu,

2.Ergenlik çağına girmeyen çocuktan bey’at alınmayacağını,

3.Geçimliğini kazanmak için pazara girmenin gerekliliğini, 4. Her nerede olursa olsun bereket istenebileceğini gösterir.

 

Ayrıca bu hadiste, helalden bol rızık sahibi olmanın yerilen bir şey olduğunu savunaniara cevap vardır. Sahabe, bereketini görmek için çocuklarını Hz. Nebi'in yanına getirirlerdi. Abdullah İbn Hişam hakkındaki duası kabul edildiği için, bu hadis Hz. Muhammed'in, Nebilik işaretlerinden de bir işarettir.

 

 

باب: الشركة في الرقيق.

14. KÖLE ORTAKLIĞI

 

حدثنا مسدد: حدثنا جويرية بن أسماء، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (من أعتق شركا له في مملوك، وجب عليه أن يعتق كله، إن كان له مال قدر ثمنه، يقام قيمة عدل، ويعطى شركاؤه حصتهم، ويخلى سبيل المعتق).

 

[-2503-] İbn Ömer r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Bir köledeki payını azad eden kişinin kölenin tamamını satın alacak malı varsa köleye adil bir kişi tarafından değer biçilerek diğer ortaklara paylarını vermesi ve azat ettiği köleyi tamamen serbest bırakması gerekir."

 

 

حدثنا أبو النعمان: حدثنا جرير بن حازم، عن قتادة، عن النضر ابن أنس، عن بشير بن نهيك، عن أبي هريرة رضي الله عنه،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (من أعتق شقصا له في عبد أعتق كله، إن كان له مال، وإلا يستسعى غير مشقوق عليه).

 

[-2504-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Bir köledeki payını azat eden kişinin malı varsa kölenin tamamı azat olur. Malı yoksa köle zorlamaksızın (değerini ödeyinceye kadar) çalıştırılır."

 

 

AÇIKLAMA:     Buhari bu konuda, köledeki payını azat etmekle ilgili olan İbn Ömer ve Ebu Hureyre hadislerini zikretmiştir. Bu hadislerin, konu başlığı ile ilişkisi açıktır. Çünkü az at etmenin geçerliliği, mülkiyetin geçerliliğinin bir uzantısıdır.

 

 

باب: الاشتراك في الهدي والبدن، وإذا أشرك الرجل الرجل في هديه بعد ما أهدى.

15. HEDİY VE KURBANLIK DEVE ORTAKLlĞI     Kişi bir hayvanı hedy kurbanı olarak belirledikten sonra kurbanına başka birini ortak etse ...

 

حدثنا أبو النعمان: حدثنا حماد بن زيد: أخبرنا عبد الملك بن جريج عن عطاء، عن جابر. وعن طاوس، عن ابن عباس رضي الله عنهم قال: قدم النبي صلى الله عليه وسلم صبح رابعة من ذي الحجة، مهلين بالحج لا يخلطهم شيء، فلما قدمنا، أمرنا فجعلناها عمرة، وأن نحل إلى نسائنا، ففشت في ذلك القالة. قال عطاء: فقال جابر: فيروح أحدنا إلى منى وذكره يقطر منيا، فقال جابر بكفه، فبلغ ذلك النبي صلى الله عليه وسلم فقام خطيبا، فقال: (بلغني أن أقواما يقولون كذا وكذا، والله لأنا أبر وأتقى لله منهم، ولو أني استقبلت من أمري ما استدبرت ما أهديت، ولولا أن معي الهدي لأحللت). فقام سراقة بن مالك بن جعشم، فقال: يا رسول الله، هي لنا أو للأبد؟ فقال: (لا، بل للأبد). قال: وجاء علي بن أبي طالب، فقال أحدهما: يقول لبيك بما أهل به رسول الله صلى الله عليه وسلم، وقال: وقال الآخر: لبيك بحجة رسول الله صلى الله عليه وسلم، فأمر النبي صلى الله عليه وسلم أن يقيم على إحرامه، وأشركه في الهدي.

 

[-2505 - 2506-] Cabir ve Abdullah bin Abbas r.a.'dan rivayet edilmiştir: Hz. Nebi ve ashabı, Zilhicce ayının dördünıcü gecesi sabahı gelip yalnızca hac için ihrama girdiler. Oraya vardığımızda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize umre yapmamızı ve hanımlarımızla ilişkiye girmemizi emretti. Rasulullah'ın bu emri hemen etrafa yayıldı.

 

Ata şöyle demiştir: Cabir "Bazılarımız erkeklik organından meni damlaya damlaya akşamleyin Mina'ya gidiyordu." dedi, bunu anlatırken eliyle de işaret ediyordu. Bu konuda birileri ileri geri konuşmaya ve hanımlarla bir arada bulunma meselesinin dedikodusunu etmeye başlayınca konu ile ilgili konuşmalar Hz. Nebi'e ulaştı. Bunun üzerine kalkıp şu konuşmayı yaptı: "Bazı kişilerin şöyle şöyle dediğini işittim. Allah'a yemin ederim ki ben sizin Allah katında en değerliniz ve ondan en çok korkanınızım. Ben bu işe en baştan başlayacak olsaydım hedy kurbanımı kesmezdim ve yanımda hedy kurbanım olmasa ihramdan çıkardım."

 

Süraka İbn Malik İbn Cu'şüm kalkıp "Ey Allah'ın Resulü! Bu bize mi aittir, yoksa ebedi bir hüküm müdür?" diye sordu. Hz. Nebi, "hayır, ebedi bir hükümdür" cevabını verdi.

 

Sonra Ali İbn Ebu Talip geldi ve -ravilerden birinin ifadesine göre- "Allah Resulü hangi ihrama niyet ettiyse ben de ona niyet ediyorum" dedi; -diğer ravinin ifadesine göre ise- "Allah Resulü'nün yaptığı hacca niyet ediyorum" dedi. Bunun Üzerine Hz. Nebi s.a.v. ona ihramına devam etmesini emretti ve hedy kurbanına onu da ortak etti.

 

 

AÇIKLAMA:     Kişi bir hayvanı hediy kurbanı olarak belirledikten sonra başkasını ona ortak etse bu caiz olur mu? Bu konu Hacc bölümünde ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

 

Bu hadis, ortaklığın Hz. Nebi s.a.v. hedy kurbanlarını Medine'den yola çıkardıktan sonra gerçekleştiğini açıklamaktadır. Hz. Nebi'in hedy kurbanı, 63 deveydi. Hz. Ali de Hz. Nebi'in yanına Yemen'den 37 deve ile birlikte geldi. Böylece Hz. Nebi'in yola çıkardığı hedy kurbanlarının sayısı 100'ü buldu ve Hz. Nebi Ali'yi de o kurbanlara ortak etti.

 

Bu ortaklık, Hz. Ali'yi kurbanın sevabında ortak kıldı, diye yorumlanmıştır.

 

Yoksa hedy kurbanı olarak belirledikten sonra yarısının mülkiyetini Ali'ye vermiş değildir. Ya da Ali, yanında develer getirip, Hz. Nebi bu develeri görünce onların yarısının mülkiyetini Ali'ye vererek Medine'den yola çıkardığı develerde değil ama sonradan gelen develerde ortak kılmış olabilir.

 

 

باب: من عدل عشرا من الغنم بجزور في القسم.

16. GANİMET PAYINDA ON KOYUNUN BİR DEVEYE DENK KABUL EDİLMESİ

 

حدثنا محمد: أخبرنا وكيع، عن سفيان، عن أبيه، عن عباية بن رفاعة، عن جده، رافع بن خديج رضي الله عنه قال: كنا مع النبي صلى الله عليه وسلم بذي الحليفة من تهامة، فأصبنا غنما وإبلا، فعجل القوم فأغلوا بها القدور، فجاء رسول الله صلى الله عليه وسلم فأمر بها فأكفئت، ثم عدل عشرا من الغنم بجزور، ثم إن بعيرا ند، وليس في القوم إلا خيل يسيرة، فرماه رجل فحبسه بسهم، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إن لهذه البهائم أوابد كأوابد الوحش، فما غلبكم منها فاصنعوا به هكذا). قال: قال جدي: يا رسول الله، إنا نرجو أو نخاف أن نلقى العدو غدا، وليس معنا مدى، فنذبح بالقصب؟ فقال: (اعجل، أو: أرني، ما أنهر الدم وذكر اسم الله عليه فكلوا، ليس السن والظفر، وسأحدثكم عن ذلك: أما السن فعظم، وأما الظفر فمدى الحبشة).

 

[-2507-] Abaye İbn Rifaa, dedesi Rafi' İbn Hadic r.a.'den rivayet etmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Zülhuleyfe'de idik. Ganimet olarak bir deve ve koyun sürüsü elde ettik. Topluluk acele etti ve hemen kazanları kurdular. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem gelip kazanları döktürdü. Sonra on koyunu bir deveye denk kabul ederek ganimeti pay etti.

 

Sonra develerden biri kaçtı. Aramızda az sayıda atlı vardı. Onlardan biri kaçan deveyi bir ok atarak durdurdu. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "Bu hayvanların da yabani hayvanlar gibi kaçanları vardır. Yakalayamadıklarınıza işte böyle yapın" buyurdu.

        .       i

Dedem (Rafi' Ibn Hadic) "Ey Allah'ın Resulü! Yarın düşmanı bekliyoruz -ve- ya düşmanla karşılaşmaktan endişe ediyoruz-, yanımızda bıçak da yok. Kamışla boğazlasak olmaz mı?" dedi.

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de "Bunu çok hızlı yapman gerekir. Hayvanın kanını akıtan kesici bir şeyolduktan ve Allah'ın adı anıldıktan sonra ondan yiyebilirsiniz. Ancak diş ve tırnakla olmaz. Ben size bunun sebebini açıklayayım: Diş bir kemiktir. Tırnak ise Habeşlilerin bıçağıdır" buyurdu.

 

 

KİTABU’Ş-ŞİRKET BİTTİ.

KİTABU’R-REHİN BİR SONRAKİ SAYFADA.